Rasyomed ile Sağlıklı Sohbetler – 10

Rasyomed ile Sağlıklı Sohbetler – 10

Rasyomed ile Sağlıklı Sohbetler – 10

“Rasyomed ile Sağlıklı Sohbetler”in bu ayki konuğu Prof. Dr. Aysun Yılmazlar. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı’ndan 2011 yılında emekli olmasının ardından Özel Medicabil Hastanesi Anesteziyoloji ve Yoğun Bakım Direktörlüğü, Kalite ve Yalın Sağlık Koordinatörlüğü, Uluslararası Hasta Bölümü Sorumluluğu ile meslek hayatına devam eden Sayın Yılmazlar ile kariyeri, sağlık sektörünün dijitalleşmesi ve “Yalın Hastane”nin ne olduğu üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Bize değerli vaktini ayırdığı için kendisine teşekkür ediyor ve sizi röportajımızla baş başa bırakıyoruz. 

1. Mesleğinizi icra etmenizin yanında sertifikasyonlarınız, kitaplarınız ve oldukça ilgilimizi çeken “Yalın Hastane” çalışmalarınız ile bizi fazlasıyla etkileyen bir kariyeriniz bulunuyor. Değerli hocam öncelikle okurlarımız için bize biraz kendinizden ve uzmanlıklarınızdan bahsedebilir misiniz?  

Anesteziyoloji ve Yoğun Bakım doktoruyum. Kariyer hayatımı Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı’nda sürdürdüm. Bu dönem içine öğrenci ve uzman yetiştirmenin yanı sıra alanda ulusal ve uluslararası yayınlar gerçekleştirerek ulusal ve uluslararası platformlara bilgi ve deneyimler paylaştım. Alanımdaki iş süreçleri sırasında hasta güvenliğini gözetmek ve israflardan kaçınmak daima dikkat ettiğim hususlar oldu.  

Uludağ Üniversitesi’nde başlayan Sağlıkta Kalite Yönetim Sistemi, İSO ve akreditasyon çalışmalarım 2011‘de emekli olup çalışmaya devam ettiğim Özel Medicabil Hastanesi’nde daha fazla ivme buldu. Yalın sağlık ve sağlıkta dijitalizasyon özellikle üzerinde durduğum ve çalışmalarımı sürdürdüğüm alanlar oldu. 

2. Katıldığınız programlarda “Yalın Hastane”, “Akredite Hastane” ve “Dijital Hastane” kavramlarıyla karşılaşıyoruz. Bizim için bunları biraz açar mısınız? 

Yalın hastane ile sağlık hizmetini sunarken 9 israftan arınmış sağlık süreçlerinin işletilmesinden söz ediyoruz. Yani gereksiz iş ve işlerin, gereksiz taşıma, bekleme ve hareketlerin, hataların, arızaların, gereksiz stokların, iletişim hatalarının olmadığı ve çalışanların yeteneklerinin israf edilmediği bir sağlık hizmetini hedefliyoruz.  

Akredite hastane ise ulusal veya uluslararası akreditasyon kuruluşlarının hastanelerde gerçekleştirdikleri denetim sonucunda hasta ve hasta yakınlarının, çalışanların ve tesisin güvenliğini sağlayacak sağlık hizmetinin sürdürüldüğünün kanıtlanmasıdır.  

Dijital hastane ise sunulan sağlık hizmetinin güncel bilişim teknolojileri ile doğru ve güvenli verilerle tanı, tedavi ve karar sistemlerinin gerçekleştiği kâğıt-kalemsiz hastanedir. 

3. Hastanelerinizde, yoğun bakım servislerinizde özellikle pandemi döneminde hastaların vital bulgularını nasıl takip ediyorsunuz? Doktorlar ve hemşireler için bu süreçler zor ve riskli olmuyor mu? 

Yoğun bakım servislerinde vital bulguların takibi yoğun bakım hemşirelerinin; bu bulgularla tanı ve tedavi kararlarının verilmesi doktorların temel görevlerindendir. Günümüzde bu bulguların takibi ve kayıtları genellikle manuel yapılmaktadır. Temassızlığın gerekli olduğu pandemi döneminde bu uygulamalarda doktor ve hemşireler yoğun bakım ortamında son derece dikkat sarf etmektedirler. Ayrıca doktor ve hemşireler için zaman kaybı, emek kaybı yani gereksiz hareket, iş, işler olarak karşımıza çıkmaktadır. Yani yalın düşünceyle bağdaşmadığı aşikârdır. 

4. Hastanelerin dijitalleşmesinin çok büyük bir öneme sahip olduğu muhakkak. Pekâlâ Türkiye’deki sağlık sektörünü, kuruluşlarını dünyadaki örnekleriyle karşılaştırdığımızda ülkemiz ne denli ileride ve daha da ileri taşıyabilmek için neler yapılabilir? 

Ülkemizde hastanelerin dijitalleşmesi konusunda çalışmaların sürdüğünü biliyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın da bu konuda öncü olup yaptırımlar getirmesi ile hastanelerin bu yolda çok önemli aşamalardan geçeceğinden eminim. Dünyadaki ileri örnekler yanında yapacağımız çok işler olsa da bunların üstesinden gelmede bir engel olmadığını düşünüyorum.  

5. Ulusal ve uluslararası pek çok konferansta konuşmacı olmanızın yanı sıra, birçok kitap yazarak da tıp dünyasına katkı sağlıyorsunuz. İdari görevleriniz ile aktif olarak meslek hayatınıza da devam ederken siz sağlığınızı korumak için nelere dikkat ediyorsunuz? 

Herkesin uyması ve dikkat etmesi gereken prensiplerden vazgeçmemeye dikkat ediyorum: Egzersiz, uyku, sağlıklı beslenme, stres yönetimi ve hobi. 

6. Son olarak tekrar “Yalın Hastane” ve “Dijital Hastane” konularına dönersek Türkiye’deki sağlık sistemini dünyadaki örnekleriyle karşılaştırdığımızda ülkemizi sağlıkta dijitalleşme anlamında nerede görüyorsunuz? Sizce ilerlemeler var mı, yoksa daha yolun başında mıyız? Bu süreci nasıl daha da hızlı bir şekilde dijitale doğru yönlendirebiliriz? 

Ülkemizde sağlıkta dijitalleşmenin ümit verici olduğunu düşünüyorum. Zaten dijitalleşmenin isteseniz de istemeseniz de gerçekleşeceğine inanıyorum. Çünkü dünyada sadece sağlık değil her sektör dijitalleşiyor hatta dijitalleşti. Bunun kaçar yolu yok. Bence yolun başını geçtik, yoldayız ve aşılması gereken safhalarımız var. Bu süreci hızlandırmanın yolu tüm sağlıkçıların dijital dostu olması ve sağlık yatırımlarının dijital alanlara yapılmasıdır.  

Rasyotek

Rasyotek